Bu oyunu izlerken kitabı okurken hissettiğim duygulardan çok farklı duygular hissettim. Duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasının baskılanan bir ortamda bunu dışavurum fırsatının olmayışını ve kısıtlanmasını izliyoruz.
Erken dönem karşılanmamış ihtiyaçların böylelikle nasılda ilkel bir şekilde karşılarken insanı hayati tehlikeye sokabileceğini de görmekteyiz. bu tehlikeyi göze alacak ilkel ihtiyaçların karşılanmasının bir o kadar da dayanıklılığı, cesareti arttırdığını ve kuşkuculuğu düşürdüğünü görmekteyiz. Elbette aynı anda hem içeriden hem dışarıdan tehlikeleri görebilmek zordur.
Bu sebeple başrol karakterlerinin içerideki tehlikeye odaklanarak dışarıdaki tehlikeyi gözardı etme ihtiyacını izliyoruz. Kuşkunun ne kadar güçlü bir ihtiyaç olan güveni alt üst ettiğini, dayanıksızlık, karamsarlık gibi komşu şemaları da tetiklediğini görüyorum. Sanki artık her bir karşılanmayan ihtiyaç sadece güvenle ifade edebilecek kadar büyük ve güçlü bir hale geliyor.
Neredeyse hemen akabinde gelen adalet grubu şemaları aslında ortamın bu şemaları çok uygun oluşundan ve tabiki özgürlük alanı ihtiyaçları da bir o kadar önemli hale geliveriyor. Sahnede mükemmeliyetçi, cezalandırıcı, teslimiyetçi ve girişken mod gibi modları ayrı ayrı karakterlerde görmekteyiz.
Böylesine güçlü saldırgan zorba modun altında aslında çok çeşitli modlar görmek mümkündür. Elbette bu modun şiddeti gelişecek olan diğer şemaların da çeşitliliğini ve şiddetini de belirleyecektir. Bu modu böylesine güçlü bir etkiyle ve böylesine büyük bir alanda görmek türleri diken diken edecek ölçüde çarpıcıydı.
“Blog yazıları bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi tavsiye veya tedavi yöntemi olarak değerlendirilmemelidir.”